EVDEN ÇALIŞMAK TARİHE Mİ KARIŞACAK?



Harvard Business Review'ın davetiyle, 2025 yılında nasıl çalışacağımızın sorusuna yanıt arayan araştırma sonuçlarının paylaşıldığı panele katıldım.

Almanya’nın en büyük araştırma enstitüsü, MP3 ses formatının da aralarında olduğu çok sayıda inovatif teknolojinin gelişimine imza atan Fraunhofer IAO Enstitüsü’nün öncülüğünde süren Office 21 Projesi’nin Direktörü Dr. Stefan Rief konuşmacıydı. Dr. Rief,  “üretim ve verimin yerini memnuniyet aldı” diyerek, geleceğe ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

GELECEK SOĞUK BİR BİLİMKURGU FİLMİNE BENZEMEYECEK

Dr. Rief’in açıklamaları şöyle:

“Araştırmada esnek, paylaşıma imkan tanıyan çalışma ortamlarının yaratıcılığa ve memnuniyete etkisini araştırdık.  Oda sıcaklığının, kokunun yaratıcılığa etkisini, farklı jenerasyon ve sosyokültürel özellikteki çalışanları, kurum kültürüne bağlılığa motive etmenin yollarını değerlendirdik. Teknolojinin ve dijitalleşmenin, çalışanların beklentilerine ne ölçüde yanıt verdiğini gözlemledik. Ve gördük ki;  gelecek hiç de sandığımız gibi soğuk bir bilimkurgu filmine benzemeyecek. Aksine kapitalizmin, insan faktörünü yeniden öne çıkarmaya başladığına tanık olduk. Artık ana amaç, üretim ve verim değil! Bunun yerini çalışanların memnuniyet aldı. Yüz yüze iletişimde, yeni fikirler doğuruyor. Yüz yüze iletişim artık video konferanslardan da home ofis’lerden de daha etkili hale geldi.”

Office21, 10 yıldan uzun süredir devam eden ve mekansal ve teknik çevrenin performans, motivasyon, refah üzerindeki etkilerini uluslararası düzeyde araştırıldığı bir proje.  Adidas, Volkswagen, BMW, Fujitsu, İntel ve Sanofi-Aventis’in de aralarında bulunduğu 24 dünya markası tarafından yürütülen projenin tek Türk paydaşı Nurus.

OFİS MOBİLYALARI ÇALIŞANLARI TANIYACAK

Nurus Baş Tasarımcısı Renan Gökyay da şunları söyledi:

“Gelecekte çalışma masalarının, koltukların çalışanları tanıyacağı, ısı ve ışık tercihlerini bileceği; odaların rezerve edileceği ofisler bizleri bekliyor. Ancak dünya genelinde 10 ila 12 bin kamu ve özel sektör çalışanı ile yapılan bu araştırma bize gösteriyor ki; çalışanlar yine de yeni çözüm ve fikirlerin doğması sürecinde,  yüz yüze iletişimin gücüne inanıyor. Türkiye’nin en büyük avantajı genç nüfusu ve yeni jenerasyonlara sorumluluk vermesi. Avrupa’da sorumlulukların devredilme yaşları, Türkiye’dekinden daha geç. Dijitalleşmenin, teknolojik yeniliklerin ve internetin kucağında doğmuş bu nesli çalışma hayatında, alışkın oldukları özgürlük ortamına göre desteklemek, farklı çalışma şekillerine göre tasarım yapmak gerekiyor. Ancak artık beraber çalışırken de bilgiyi beraber üretmeyi mümkün kılacak enstrümanlara ihtiyaç var. Değişimi, çalışanlarının memnuniyeti ekseninde gerçekleştiren şirketler başarılı olacak. Memnuniyet ise bireysel değil, toplu halde dijitalleşmeden doğacak.”

Yüz yüze iletişimin önem ve değerinin, böyle kapsamlı ve uluslararası çaptaki bir araştırmayla da tespit edilmesine sevindim. Şirketleri yüklü ofis masraflarından kurtaran, çalışanlara da hayalini kurdukları özgür çalışma fırsatını tanıyan, ancak izolasyonu da artıran ev ofisler yerine; bir arada olmanın ön plana çıkması da dikkat çekiyor.
EVDEN ÇALIŞMAK TARİHE Mİ KARIŞACAK? EVDEN ÇALIŞMAK TARİHE Mİ KARIŞACAK? Reviewed by Arzu Pınar on Ekim 06, 2017 Rating: 5

Hiç yorum yok